Boy veren hormon alarmında doğayı taklit eder insan. Karaya vuran geçmiş, dalgakırana takılmadan kıyıya kadar ulaşır ve burdayım der inatla, gözünü alan bozuk deniz fenerine.
Direği yalayan topta kaldı aklımız. Belki ağları havalandıramadık ama oyun hamurundan yeni bir zaferimiz var artık. Hazır olmadığımız olası bir gol sevincine değil de, topumuzu kesen rakibe tüm hırsımız.
Kendini yönetemediğinde dublörünü arar insan ve en iyi vizörü önündeki ayna sanar. Hayatın tek ölçüsü olan cesaret ise, şimdilerin en sesli suflörü. Bu set kurulduğundan beri aynı yerde hata yapar senaryo ve imdada, koşar adım yetişir trak.